Dedektiflik Hizmetinde Delil Nasıl Toplanır?
Özel dedektiflik işlerinin bazılarında yasal sürece katkı sağlamak veya devam eden bir dava için delil toplamak gerekir. Dedektiflik hizmetlerinde delil toplama işinin yasal sınırları aşmadan ve kişilerin özel hayatına müdahale etmeden gerçekleştirilmesi gerekir. Özel hayata müdahale veya kişisel sırların ifşası niteliğinde olan delillerin ortaya konulması hem dedektif hem de iş sahibinin birlikte cezai sorumluluğunu doğurur. Bu yüzden iyi bir özel dedektif, kendisine gelen delil toplama talebini kabul etmeden önce müşterinin bu konu ile ilgisinin ne olduğunu, hakkında delil toplanacak kişi veya olgu ile bağlantısını, delillerin nerede ve ne amaçla kullanılacağını ayrıntılı şekilde öğrenmeli ve bu çerçevenin dışına çıkmayacak şekilde hareket etmelidir.
Bilindiği gibi her bireyin özgürlüğünün sınırı, bir başka bireyin özgürlüğünün başladığı noktada sona erer. O noktadan sonrası özel hayatın gizliliğini ihlal anlamına gelir ki, bu kanunlarımızda suç olarak tanımlanmış bir eylemdir. Örneğin devam eden bir boşanma davasında aldatıldığını iddia eden eş tarafından diğer eşin takip edilerek kendisini aldattığının belgelenmesi istenebilir. Böyle bir talepte özel dedektif öncelikle o kişinin gerçekten müşteri ile olan ilişkisinden emin olmalıdır. Çünkü takip isteyen; evlilik, nişanlılık veya sevgililik gibi bir bağı olmadığı halde çeşitli sebeplerle herhangi birinin takip edilmesini isteyebilecek kötü niyetli biri de olabilir. Takip esnasında yapılacak tespitler ve alınacak görüntüler ahlaka ve toplumun genel değerlerine uygun olmak zorundadır. Yani aldatan eş ve yanındaki kişinin otel odasındaki özel görüntülerinin alınması ve bunu müşteriye veya mahkemeye sunulması hem ahlaki hem de kanuni bakımdan yasaktır. Ancak bu kişilerin halka açık bir alanda yemek yerken veya bir aracın içindeyken çekilen fotoğrafları delil niteliği taşımasının yanında kamu vicdanına ve yasaya aykırı olmayacaktır.
Dedektiflik hizmetlerinde delil toplanırken baz alınan temel değer, yasal sınırlar içinde kalmaktır. Bilindiği gibi mahkemeler de suç teşkil edecek bir eylemle toplanan delili geçerli kabul etmemekte ve sunan taraf aleyhine kamu davası açılmaktadır. Kişi hak ve özgürlüklerine uygun toplanan delilin ise her mecrada ileri sürülme imkanı vardır.